Hava Taşımacılığı Eylem Grubu tarafından yapılan analiz, COVID-19 salgını sonrasında hava trafiğinde yaşanan büyük düşüşün bir sonucu olarak havacılık içinde ve havacılık tarafından desteklenen çok çeşitli işlerin risk altında olduğunu ortaya koydu.
30 Eylül 2020’de yayınlanan yeni sektör rakamlarına göre, 2020 yılında COVID-19 salgınının sebep olduğu, ardından beklenenden daha yavaş bir toparlanmanın sonucunda hava trafiğinde yaşanan ciddi düşüş, 46 milyona kadar iş kaybına neden olacak.
2024 yılından önce toparlanma beklenmiyor!
Normal şartlar altında, havacılık sektörü ve ulaşım ağının oluşturduğu turizm sektörü dünya çapında 87,7 milyon yan iş dalını desteklemekte. Havayollarında, havalimanlarında, sivil havacılık imalatçılarında ve hava trafik yönetiminde (ATM) çalışan 11 milyondan fazla insan bulunmakta. Sistemin birkaç ay boyunca neredeyse tamamen kapatılması ve yeniden açılmasının, hava yolculuğunun yaklaşık 2024 yılına kadar COVID-19 öncesi seviyelere geri dönmeyeceği anlamına geliyor.
Hava Taşımacılığı Eylem Grubu (ATAG) İcra Direktörü Michael Gill, “2020’de 2019’da taşıdığımız yolcu trafiğinin yarısından daha azını göreceğimiz beklentisiyle 2021 yılına girerken hava taşımacılığında büyük sarsıntılar bekliyoruz. Havacılığa dayanan alt sektörler daha geniş ekonomi risk altında bulunuyor. Bazı şirketler zaten zor kararlar alıyor ve pek çok meslektaşımız bu krizden etkileniyor.” dedi.
Zincirleme tüm sektörler etkilenecek
Yapılan araştırmalar, önümüzdeki yılın başında havacılıkta 4,8 milyona yakın kişinin işini kaybedilebileceğini gösteriyor. Bu da COVID-19 öncesi seviyelere göre yüzde 43 çalışan sayısında azalma anlamına geliyor. Bu etkileri havacılığın normalde destekleyeceği tüm işler için genişlettiğimizde 46 milyon kişinin iş riski altında olduğu göze çarpıyor. Bunlar arasında yüksek vasıflı havacılık rolleri, hava yolculuğu eksikliğinden etkilenen daha geniş turizm işleri, Özel uçak kiralama servisleri inşaat sektörü, ikram malzemeleri, profesyonel hizmetler ve küresel bir ulaşım sistemini yürütmek için gereken diğer tüm öğeler yer alıyor.
Hükümetlere sanılandan daha büyük iş düşüyor
Michael Gill konu ile ilgili değerlendirmesine şu şekilde devam etti: “Bu işleri ve o ekonomik faaliyeti eski düzenine sokabilmemiz için sektörün ayağa kalkmasına yardımcı olmak kesinlikle hükümetlerin görevidir. Bu, istihdamı desteklemek için planların ötesine geçmelidir. Yolcuların ve işletmelerin seyahat konusunda kesinliğe ihtiyacı vardır. Rastgele karantina beyanlarında bulunmak, kabul edilebilir yahut edilemez destinasyon listelerini her gün değiştirmek sektöre kanayan yaralar açmaktadır. Bu kararları vermenin zor olduğunun elbette farkındayız. Ancak, testler geliştikçe ve bir aşının olasılığı daha net hale geldikçe, seyahat ortamında daha fazla istikrarın, hava taşımacılığının daha geniş ekonomik rolüne daha istikrarlı bir geri dönüş sağlayacağını umuyoruz.” dedi.